bugün

entry'ler (493)

veda ederken 2019 a bir not bırakmak

tanım: 2019'da olanlara/olmayanlara dair bir şeylerin yazım çerçevesinde dile getirilmesi, not bırakılması.

Açıkcası 2019'a bırakabileceğim ne bir not, ne bir anı, ne de bir hede var. Kah üzüldüm yeri geldi üzüldüm, kah tekrar tekrar üzüldüm... ha 2020'den bir beklentim var mı? yok elbette, bazen bu genç yaşıma rağmen artık her şeyi tattığımı, yaşamam gereken her şeyi yaşadığımı, bundan sonra görebileceğim hiçbir şey olmadığını düşünüyorum. derin bir umutsuzluk içerisinde ama bir o kadar da umarsızlık içerisinde, gecenin de iyice bastırmasıyla kendimi bırakıyorum yavaş yavaş bu umutsuzluğa, tatlı tatlı. Artık üzülmüyorum da, belki de üzülüyorum da kendime yediremiyorum 2019'da tam öyleydi işte çok da farkı yok, duygusal avanelik yapasım da yok çünkü olan bir şey yok ya da olabilecek, bu kadarmış işte her şey bu kadarmış işte bunca şey... ne denebilir ki?

https://www.youtube.com/watch?v=aJ3kXErtAg8

emperyalizm

Açıkcası bu emperyalistler bu dünyanın en balı, kaymağı adamlar. Çünkü tam ortam adamları.

Dünyada bunları seven yok ama sevmeyen de yok.

Mesela; Kürtçüler, PKKlılar, emperyalizme sonuna kadar karşıdır ama en büyük koğuşlanmaları, yapılanmaları ve yardımları yine bu emperyalistler üzerinden gelir.

islamcılar, sabahtan akşama kadar batıya, emperyalizme söverler ama bütün o batının-seküler yaşamın nimetlerinden sonuna kadar yararlanırlar, siyasi propaganda yapar, inanç özgürlüğü diyip gezerler, o emperyalist ülkelere ilk fırsatta kaçarlar.

Zaten küreselcileri hiç söylemeye gerek yok, işlerine gelince sovyetler bile emperyalistlere kucak açmış.

Eee işte, varoluşun hem politik düzlemi hem ahlaki düzlemi böyle dangalak bir aparatif, kısır bir ikilem yaratıyor.

sahih buhari 1553 no lu hadis

Yine karşıma çıktı. Açıkcası muhammed hazretlerinin aişe ile kaç yaşında evlendiği çok da umurum değil benim için mesele değil, çünkü muhammed de bir araptı ve bedevi kültürünü taşıyordu. Bu o zamanlar için gayet normaldir ki bu Muhammed'e özel bir şey değil benzer şekilde Halife Ömer de ümmü gülsümle 10-11 yaşında , ALi'nin istememesine: "o daha küçük, başkasıyla nişanlı" demesine rağmen evlenmiştir.

Fakat burada dikkat çekmek istediğim husus şu: dinler modernizme karşı çırpınıyor resmen. Çocuk evliliklleri artık eskisi gibi hoş görülmediği için, müslümanlar da bu amansız çehreyi zorlama sokuşturmalar, yorumlarla değişttirmeye çalışıyor ama olmuyor. Her konuda, sadece bu değil.

Gelelim meseleye: burada "hadis ne?" diye tartışmayacağım, konunun lafzı "sahih buhari hadis" diye geçiyor.

http://www.nur.org/tr/isl...uhari_Hadis_No_1553_41862

Mesela şu klasik savunmaya " o dönemde kızların yaşları adetten sonra sayılıyordu 9+9=18 o yüzden" bakalım:
ama sadece "9 yaşında idim" kısmına değil sonrasındaki önemli noktaya bakalım "... Bir kere ben, arkadaşlarımla berâber salıncakta oynarken annem Ümmü Rumân bana doğru geldi..." buraya dikkat!! Şimdi sizlere bir şey sormak istiyorum, 17-19 yaşındaki bir kız salıncakta arkadaşlarıyla mı oynuyormuş?. Hem de müslümanların en büyük savunması "arap yarım adasında kızlar erken olgunlaşıyor (hem bedensel hem zihni olarak)" derken, 17 19 yaşındaki bir kızın salıncakta arkadaşlarıyla oynaması çok çelişkili. Belli ki oyun çağındaki bir çocuk.

Sadece bu rivayetle de sınırlı değil, benzer rivayetlere de bakarsanız "tahtravelli oynuyorduk, bebeklerle oynuyorduk " vb. ifadeleri göreceksiniz.

Bu ve diğer banal savunmalar ve kırıtmalara artık bazı vicdanlı müslümanların canına tak etmiş, bu saçmalıklara tahammül edememiş ve aişe'nin 9 yaşında evlendiğine dair makale bile yazmışlardır:
http://www.islamiarastirm...d/pdf/69fe88bcd083903.pdf

Yukarıda verdiğim makalede çok önemli bir şey söylemiş hoca: "oryantalistlerin tepkisinden korktukları için..." yani diyor ki "sırf islamı şirin göstermek adına, batıya sevdirmek adına, dünya kamuoyunun dikkkatini çekmemek adına "islamdan , peygamberinizden" utanmayın, şirin göstermeye çalışmayın, kırıtmayın" diyor.

Bu sadece bu mesele ile ilgili değil, "kadının yöneticiliği, şahitliliğin geçerliliği, toplumdaki konumu, miras hakkkı" gibi bir çok konuda müslümanlar modernizmin ve laikliğin kaynaklarını kulllanarak bunları islama yamamaya çalışıp "gerçek islam bbu deyil" modunda geziyorlar. hadi bakalım hayırlı namazlar.

islam hoşgörü dinidir

Öncelikle bir ateist olarak şunu diyebilirim ki:

islam "barış ve hoşgörü" dini değil "adalet" dinidir. islam'ın hiçbir zaman üstün bir barış ve hoşgörü vaadi, ideali olmamıştır. Bu "hoşgörü ve barış" lafzı tamamen modernizmle, politikanın libertenleşmesinden sonra kulislerde bangır bangır dile getirilen bir şeydir. islamda eğer adalet sağlanacaksa savaşılır da horgörülür de. Barış ve hoşgörü icabında her zaman "adil"değildir. islam bunun icabına kendince bakar.

Yani bu "hoşgörü ve barış dinidir" lafzını ancak avam, post-dinci avam kesim ya da yalanmak isteyen politikacılar falan söyler gerçekte Şeriatın kestiği parmağın acımaması gerekir ve o parmağı keserken de senin acımaman gerekir.

Tabi burada tartışılacak mesele (islam için), islamın barışa ve hoşgörüye yaklaşımı değil adalete yaklamışıdır. Cidden islam adaleti nedir? neyi vaad eder? bunu tartışmak lazımdır.

caner taslaman

Hiç utanması olmayan bir adamdır, biz onun yerine utanıyoruz sağolsun.

Fizikçi değil fizikçilerle tartışıyor, bilmediği fizik konularına atlıyor "heeeğ evren genüşlüyor kuranda yaziyür" diyor sonra da diyor "yanlışlanabilirse nasıl bilimsel olsun?"al işte daha ne denebilir? Yarın bir bilim adamı çıkıp da "ya evren genişlemiyormuş yanlış ölçük kardeşim daralıyormuş" dese ne yapacaksın? (ki bilimin böyle bir hakkı var), açıp kuranı başka ayet bulup "eeeğğ evrenin daraldığı kuranda yaziyür" diyecek.

ilahiyatçı değil, ilahiyatçılarla fıkıhçılarla, hadis erbabı ile tartışıyor. GÜya din felsefesicisiymiş falan. Adam diyor "hadisler öyle ha diye ortaya atılmaz, uygulanmaz, hepsinin adabı edebi, güvenilirlik derecesi vardır" caner diyor "al deve sidiği iç" haydaaaa... Namaz meselesinde yarım yalamak arapçası ile rezil oluyor ve yüzü bile kızarmıyor retorik yapmaya çalışıyor beceremiyor bile.

Ahlak meselesine hiç girmeyeceğim, ahlakı " felsefi problem ben hallederim" diyerek , "ahlak da evrimsel olarak, belirli çevresel ve durumsal öğelere göre kollektif bir yaşam sürecinin sağlanması için kurulan bir ilişkidir" düşüncesine karşın "eeğğ çoğunluk ahlakı olmaz Naziler kazansaydı savaşı Nazilerin yaptığı iyi, ahlaklı mı sayılacaktı?" diyor, yahu be adam Amerika çok mu ahlaklıydı da, çok mu iyiydi de nazileri yendi, hiroşimayı attı diye dünya kamuoyunca alkışlandı, kahraman, ahlaklı ilan edildi? Ahlakı gökten inmiş bir şey sanıyor da, hiç mi dünyanın başka yerlerindeki ahlaki yapıların gelişmesini ve çerçevesini incelememiş, ideolojik kuramların, durumların ahlakı, eylemleri nasıl temellendirdiğini bilmiyor anlamadım.

kendisi iü felsefe üyesi cengiz çakmağa da çatmıştır, ve "post-dinci" olduğunu bir kez daha belli etmiştir.

Bu gibi adamlar anca sabah kadın programlarındaki avama yedirir o mucize, ucuz uhrevi metafizik ayaklarını. islamı, kuranı, adabı bilen ateist de müslüman da böyle şeylere anca gülüp geçer.

Sırf reyting uğruna şöyle tipleri kanal kanal gezdiriyorlar, yazık.

dücane cündioğlu

Cidden kendisini çok sevmem ama kendisi adına üzüldüm şu son olaylardan sonra. Ülkede büyük yalnızlık içerisinde.

Adam "dindar insan sahilde spor yapmaz, bisiklete binmez" diyor bizim mallar da "ağğğğ ben spor yapıyom bisiklete biniyom dindarım amaa" diye atlıyor. Ulan adam zaten ondan bahsediyor dangalak herif, sen "seküler dindarsın" .

Dindar bir insan hem bu kadar estetik bir yargıyla kendi vücuduna yaklaşmaz hem de sosyolojik, şeriat olarak sahilde herkesin içinde koşup spor yapamaz. Bunlar ancak "modernizm ve laiklik" ile sağlanmış "özgürlükçü" kavramsallığın biraz daha sosyo-avam düzeyindeki biçimleri.

islam'da; fıkıh'da, sünnet'de, içtihat'de, şeriat'da bırak sahilde spor yapmayı, bisiklet sürmeyi bir kadın ve erkek aynı kaldırımda bile yürümekten men edilir. Yüzyıllardır "haremlik-selamlık" uygulaması ağır biçimde uygulandı bu yerlerde, kadınlar sokağın kenarından yürürlerdi, ortasından değil. Erkekler geldiğinde çömelip geçmelerini beklerlerdi. Sünnete ve içtihate bakın hepsi var. Adamın demek istediği bu, "hem dindar olam hem de çağdaş olup her haltın içinde olam" kafası yemez, anca sizi bir post-muhafazakar yapar.

sapyoseksüel

Hayatında 2 kitap okumamış, kitap okuru değil de "kitap fetişisti" olan, bilumum hakan günday tarzı ucuz yeraltı kitapları öven, seven, "sapyoseksüelim" diyip ardından "yaa senin burcun neeeğ" geyiğini yapan, bohemliği ve varoşluğu, dandik "alternative, indie" rock dinlemeyi salt "entelektüel zeka" göstergesi sanan, günümüz güzide popüler "yönelimlerinden" biridir.

Bunların çoğu lümpen, küçük burjuva kesimdendir. Kendisine "sapyoseksüelim" diyip de aradığı entelektüel yetkinliğe karşılık verebilecek bir düzeye
sahip olan birisi görmedim. Zaten olsa "sapyoseksüelim" demez.

karınızın göğüslerine iltifat eden garson

(bkz: bay cingılbört)

18 yaşında kız 23 yaşında erkek ilişkisi

Arkadaşlar, "pedofili" ve "sübyancılık" dediğiniz şey ergenliğe girmemiş bir bireyle yapılan ilişkidir suçu ayrıdır. Aklı bağly olan fakat 18 yaşından küçük ergenlik kıssasına erişmiş kişilerle yapılan ilişkiler pedofili değildir ama hukuken suçtur, hukuken ayrı süreçlere maruz kalır.

liberal sosyalizm

iskandinav sosyalizmi diye de literatürde yerini bulabilir. Sosyalizmin "sosyal devlet" boyutuyla eşleşip aynı zamanda piyasa olarak serbest olabilir.

mini etek giy sonra da beni taciz ediyolar de

Mesele tahrik olup olmamak değil. Tahrik olmamak medeniyet falan da değil. Herkes tarhik olabilir normal bir psikoloji çerçevesinde. Bir kadın bir erkekten, bir erkek de bir kadından tahrik olabilir, ya da tercihe göre değişebilir kimse bunu yadırgamaz.

Asıl medeniyetten kasıt, etkiler değil tepkilerdir. Tahrik oluyorsun diye bunun tepkisini karşındaki kişiye direkt olarak müdahale ile vermek, işte bu medeniyetsizliktir. Kasıt budur.

kuran ı kerim i güzel okuma yarışması

O yarışmaya katılanları çekin bir kenara, okudukları surenin anlamını sorun. Kaçı bilebilecek?.

osmanlı döneminde basılan kitap sayısı

"istanbul'da bir yılda yazılanlar Paris'te bir günde yazılanlardan daha azdır." Voltaire (1731)

Bir de sürekli "tarihimizden koparıldık" diyorlar. Aynen cumhuriyet öncesi Osmanlı kendi tarihini, halk tarihini süper biliyordu. Entelektüel, tarihi,siyasi kaynaklar akıyordu.

Şöyle düşünün Mısır ortalama 400 yıl Osmanlıda kaldı ama bilin bakalım o büyük antik Mısır medeniyetinin hiyerogliflerini kim ilk okumuş? Kim oradaki medeniyeti çıkarmış günyüzüne? Fransızlar, ingilizler. Adamlar kalkıp paristen gelip senin 1000 yıllık müslüman toprağındaki medeniyeti çıkarıyor sonra sen de "hehehe tarihimizden koparıldık" diyorsun "oryantalistler yeaaağ" diye ağlıyorsun. Arkadaşım sen daha kendi toprağındaki tarihi merak etmiyorsun doğru düzgün bilmiyorsun.

evrim teorisi

evrim ve evrim teorisi aynı şey değildir.

evrim bir kanundur, evrim teorisi ise bu kanunun nasıl işlediğini, geliştiğini açıklamaya yönelik olan teorilerdir.

Aynı atom ve atom teorisi, yer çekimi ve yer çekimi teorisi gibi meselelerde olduğu gibi.

kuran da yer almayıp müslümanların uyguladıkları

Yalnız müslümanların bilmediği şu var ki; ayet de vahiydir, hadis de. Eğer hadisle ayet çelişirse, hadis seçilir.

ilk başta mantıksız gibi görünse de aslında kendi içinde mantığı vardır ki şöyle; mesela kuranda yenmesi haram olan şeyler vardır 4 tanedir, içinde köpek eti falan yoktur. Şimdi sen gidip "köpek eti yemek haram değildir" diyemezsin. Hadislere bakarsan bu hayvanların ve şeylerin dışında da haram kılınan şeyleri görürsün, av kurallarını da oradaki helal, haram kavramlarını da hadislerden alırsın ki muhammed bunları allah olmadan kendisi uyduracak değil ya? O da yukarıdan almış bilgiyi oluyor. (caizlikten değil haramdan bahsediyorum) bilgi olarak da: https://sorularlaislamiye...lan-ve-olmayan-yiyecekler

laiklik dinsizliktir

Gayet olandır.

Hiçbir dine inanmayan birisi olarak söylüyorum,bugün müslümanlar kadar islamı reddeden, kabul etmeyen yoktur.

Bugün özellikle Türkiye'deki "sözde modern (!) müslümanlar" kadar kur'anı inkar eden yok. Laik ülkede oturup "hoşgörü dini, barış dini" diye sallamak kolay. Bugün ışid'in yaptıkları, iran'da olanlar, afganistan'da, pakistan'da olanları incelediğimizde çoğunun gayet de "islam" olduğunu görüyoruz, çoğunun gayet de kur'an'da, tarihte yeri olduğunu görüyoruz. Mesela bugün ışid recm cezası uyguluyor, ee recm cezasını muhammed hazretlerinin kendisi uygulamamış mı? 4 halife döneminde halifelerin bizzat kendileri uygulamamış mı? ee uygulamış, ışid cariye alıp tecavüz ediyormuş ee muhammed döneminde de, 4 halife döneminde de cariyeler alınmış ve bunlara yapılan tecavüz mübahlaştırılmış, cariyenle istediğin gibi nikah akdi olmadan halvet olabilirsin, bu islamda yok mu? ayet yokmu? hadis fıkıh yok mu? tarihte uygulanmışlığı yok mu? ee var. Yani halen neyi inkar ediyorlar? Sırf modern, medeni görgü kuralı diye ortada " barış, özgürlük, hoşgörü " diye ortalıkta gezinirken, türbanı şekilli bağlayıp "modern " olduklarını zannerken aslında bu adamların kendi islamı yozlaştıryor. Yani islamı yozlaştıran ışid mışid, tarikatlar falan değil kendine " modern " düğmesi ilikleyerek kuranın anlamını bükerek, ortaya mutant, ne idüğü berlirisiz bir islam anlayışı çıkaranlar.

"Feminist müslüman, laik müslüman, modern müslüman" gibi abuk subuk zorlama, yapay komik duran sıfatlarla kendilerini akıllarınca çağa uydurduklarını zannediyorlar halbuki kafalar halen 600. Çünkü inandıkları şey bir " dogmatik " bilgi. Dogmatik bilgiyi zamana göre yorumlayamazsın, yorumlamaya kalkarksan işte o zaman yozlaştırırsın. Yani " o zaman öyle gerekliydi diye öyle ayet inmiş vsvsvs" demeye kalkarsan çoğu ayetin hükmünü kaldırmak zorunda kalırsın bugün, anlamlarını bükmek kırmak zorunda kalırsın. Kur'anın kendisinin dediği gibi " apaçık indirdik". Kuranda belirli başlı, keskin, net ithamlar ve kurallar var. Mesela " zina edene 100 değnek vurun" bu kadar basit. Şartlar sağlanırsa ( hukuki olarak şahitlik, bedel ) her müslüman bu ayete uymak ve o 100 değneği vurmak zorunda bunun allemi gallemi yok. Tarihte de bunun bir çok uygulanışını görüyoruz, 2018 yılındayız diye bu ayetin hükmü kalkacak diye bir şey yok, o 100 değnek yine geçerli çünkü bu dogma bilgidir çağa göre yorumlayamazsın.

Her müslüman doğal olarak " şeriatçıdır". Şeriat en basit tanımı ile: müslümanın hayatını kurana göre yaşaması, yaşatması ve şekillendirmesidir ve her müslüman için bu farzdır. Eğer ben müslüman olsam ben de haklı olarak " şeriat " isterim, bugün "dini inanca özgürlük türban" dediğinz adamlar yarın birgün geldiklerinde " zina yapana 100 değnek vurulsun, 2 kadının şahitliği 1 erkek olsun" dediğinde de haklı olarak ona verdiğiniz " dini özgürlük" bunu yapmasına izin verir çünkü adamın dini nasıl türbanı emrediyorsa bunu da öyle emrediyor, cihat emrediyor, şeriat emrediyor ve senin verdiğin dini özgürlükle bunu istemesi gayet doğal.

Yani uzun lafın kısası; laik müslüman, feminist müslüman, modern müslüman falan olmaz arkadaşım, dogmatik bilgiyi çağa göre yorumlayamazsın elinde kalır, şekilsiz biçimsiz bir kültür çıkar bugünkü gibi.

şarap bozulur mu

Tam bozulmak değil de uzun süre havalanırsa alkolü gider ve tortulanır, bildiğin üzümün koruk suyunu içmiş olursun, biraz daha bekletirsen küflenebilir.

anlam

“Özgürlük ancak her şey anlamını yitirdiği zaman ortaya çıkabilir; çünkü anlam, ne tur olursa olsun, yalnızca ideolojik bir kabuktur"

Jean-paul sartre

hz muhammed

Şöyle bir algı var hakkında: "tatlı su ateistleri" dediğimiz ateistler de gördüm burada. işte "ateistim ama maide8 hukuk'un duvarına asılmalı falan, çok ontolojik tespitler var falan".

Yahu arkadaşım o zamana "Cahiliye dönemi" denmesinin nedeni toplumun entelektüel anlamda " cahil " olması değil "müslüman olmaması, islami şartlara göre yaşamaması reddetmesi." Yani zaten o dönemin arapları yunan felsefesini, hukuk'u, astronomiyi, edebiyatı, matematiği falan gayet biliyorlardı . Muhammed'den önce de o toplumda muhammedin söylemleri ile aynı düzlemde binlerce söylem, kural, tekamül vardı. Muhammed kült olarak yeni bir şey getirmedi, muhammedden sonra (öldükten sonra ) olan bazı şeyler sadece sistematikleşti.

Hatta kur'an'daki bir çok hukuksal mesele, ontolojik mesele, metafiziksel anlayış zaten arap toplumunda bolca bulunan ve onlardan çok da ayrı olmayan şeyler. Hatta zamanında bunlara karşı çıkılıp "heteredoks islam" anlayışı benimsenmeye çalışılmıştır.

Yani kendi döneminde öyle " büyük, devasa bir devrim" falan gerçekleştirmiyor baktığınızda. Eskiyi farklı yollardan devam ettiriyor. Bu yolların farklılaşması da tamamen dönemin "ideolojik algıları" ile değişiyor. Halifeliğin; 4 halifenin kavgalı dönemlerinden, yıkılışına kadar bunlar bu şekilde işliyor.

feministler iyi anne olabilir mi

Ucuz arabesk bir söylem. Acı çekmeyi, çektirmeyi, çilekeşliği yücelten; hak aramaya kalkana "caz yapma, sızlanma" diyen, feminizmi "ağğğ garılar erkekleri sigmek isdioor" sanan avel söylemi.